
Bu sabahların bir anlamı olmalı…
Ne çok düşünüyorum bu günlerde… Düşünmekten cümle kurup konuşmaya ne istek ne vakit bulamıyorum. Konuşsam düşündüklerimi anlatabilir miyim? bilmiyorum. Anlatmak istiyor muyum? Onu hiç bilmiyorum. Bazı kişilerle aramda bir bağlantı olsun istiyorum. Ve bana baktıklarında ne düşündüğümü ne hissettiğimi bilsinler. Sadece bilsinler… Bu içimdeki karışıklıkta bazen, bazı şeyleri cümlelerle anlatabileceğimi sanmıyorum çünkü. Ne desem hep bir şeyler eksik kalıyor, hep bir şeyler yanlış oluyor gibi…
İçimde hem duygular, hem düşünceler kopuk kopuk, parça parça… Hiçbir şeyi bir araya getiremiyorum. Aklım mı bir düşünceden diğerine daha hızlı atlıyor yoksa kalbim mi bir duygudan diğerine daha hızlı geçiyor emin değilim. Sürekli sorguluyorum ne düşündüğümü ne hissettiğimi, bu hayattan ne beklediğimi… Sordukça, sorguladıkça daha çok karışıyorum. Bu kadar sorgulamak insanı mutsuz yapıyor, en azından bunu biliyorum. Yanlış giden bir şeyler var ve ben mutlu en önemlisi huzurlu değilim. Oysa mutlu olabilmek için ne kadar da çok şeye sahibim aslında. Ama bardağın dolu tarafını göremiyorum nedense bugünlerde. Olmayınca olmuyor.
İçimde biriktirdiklerimi atamıyorum. Kopup gitmiş hiçbirşeyi tamir edemiyorum. Sürekli yeni kararlar alıyorum. Aldığım kararların hiçbirini uygulamak gelmiyor içimden. Ya hislerim düşüncelerime isyan ediyor, ya düşüncelerim hislerime. İkisini yanyana getiremiyorum. Düşündüklerimi hissedemediğim, hissettiklerimi düşünemediğim için sürekli kendime kızıyorum. Düşündüklerimle hissettiklerimin arası açıldıkça, içimdeki boşluk dahada büyüyor. O boşluk beni yutup başka birisi yapıyor…


6 Comments
Kurabiye
Sevgili yasemin, kendin de itiraf ettigin gibi mutlu ve huzurlu olmak icin bardagin dolu tarafini görmelisin. Hayat her seye ragmen cok guzel…
Insallah en kisa surede bu huzursuz günleri atlatirsin. Kendine iyi bak, öpüyorum.
yasemin
@Kurabiye, Teşekkürler canım 🙂 umarım…
Uğur Demiröz
Bir sitede ki son yazdığım bir yazıyı paylaşmak istedim hislerle ilgili pek iddialı bir yazı olmasa da sizin düşüncelerinizi dağıtır umarım…Önce bir türk kahvesi ile çikolata alın elinize ve okuyun…
Çok canı sıkılıyordu.Bugün yine ondan haber alamamıştı.Mutfağa gitti cezveyi aldı içine 2 kaşık Türk kahvesi, 2 fincan su ve 1 adet kesme şeker koyup ocağın kısık ateş bölümüne oturttu.Canı çok sıkkın olduğunda hep böyle yapardı.Yüksek sandalyesini ocağın yanına getirdi ve bir not defteri ile kalem aldı eline.
Oturduğu yerden mutfağın perdesini ve tülünü açtı.Dışarıda çok tatlı bir dolunay var idi.Denizin koyu lacivert renginde sokak lambalarının sıra sıra ışıkları kıvrım kıvrım oynaşıyordu.
Kahvenin kapağını açtı, burnuna yaklaştırıp kokladı, en sevdiği kokulardan biri bu idi.Kahve faslına geçtiğinde bunu yapardı.Kapağı kapatıp yine açtığı tüllerin yanından dışarıya baktı.Kız kulesi ne kadar mahcup bir şekilde eteklerini uzatmış denizin orta yerinde oturuyordu.Kalemini eline alıp
Kız kulesinde neşe var
Gözlerinde benli gamze var
Seni görmediğim günde
Ta şu içimde yare var
diye karaladı.Şiir ne kadar derin söyleyişti.Bazen okuduğu bir şiiri defalarca okur anlamını hissetmeye çalışırdı.Yazmak istiyordu o güzel duyguların kaleme yansıyan izlerini lakin sanki yetersiz kalıyordu kelimeler.
Hislerime yol vardı
Sana gelen ben vardı
Sen bana gelemedin
Ben kendime gelemedim
Bırakıp gittiğin günden beri
kahve kıvama gelmiş kalbi gibi kabarmaya başlamıştı.Fincana biraz koydu tekrar kabarttı ve köpüklü mis gibi bir kahve işte bu dedi içinden.
Dışarıda yakamozlu bir akşam esmekte idi.Balkona çıktı elinde kahvesi ile bir şey unuttuğunu hatırladı koştu içeriden damla çikolataların olduğu kaseyi alıp sandalyeye oturdu.Kahveden bir yudum aldı ve biraz çikolata.Kafası biraz dağılmıştı.Kağıda…
Kalemimden kahve damladı
Gözlerimden sen
Hangi baharda geleceksen
Tez haber ver
Erkenden karşılayayım hemen
Şiir belki bir iç döküş olmuştu onun için kısa kelimelere dünya dolusu düşünceleri sığdırmaktı onun için.Okumayı oldu olası sevmiyordu ama şiirler başka idi başlarsın ve biter anladığın bir dünya farklı his.O anki duygularına tercüman olan bir iki mısra nede güzel oluyordu onun için.
Mısralara sorarım adın nedir
Biraz gizem biraz sır
Söylemeyeceksen burada işin nedir
Anlayıp hissetmeyeceksen okumak nicedir
Kahvenin son yudumunu çok seviyordu o telvesini, hatta bir süre su bile içmezdi; hislerin doruğuna varabilmek için.
Son tat kaderdir
Hiç ummadığın gerçektir
Aklın almadığı bir haldir
Sonu beklemeden ümitsizlik
Sadece bir sitemdir
Kalktı denizin sesine kulak verdi.Sanki bir yerlerden kulağa fısıldanan anlamlar bütünü kulaklarına varıyordu, kimsenin şimdiye kadar anlayamadığı.Her gizem Allah’ın katında gizlenmiştir ta ki vakti zamanı gelene kadar da anlaşılamayacaktır.Allah’ı düşünmek bile insanı her şeyden ziyade ferahlatıyor diye geçirdi içinden.
Sen ki derya içinde kalsan
Sırlara vakıf olsan
Yine varamadığın
Bir nokta muhakkak olacaktır
Ağzına bir damla çikolata attı.Şimdi daha rahatlamış hissetti kendini ve içeriye girdi güzel duygular ile…
Huzurlu günler dilerim yasemin hanım…
yasemin
@Uğur Demiröz, Benim karamsar yazımdan sonra sizin satırlarınız sanırım herkese iyi gelicek Uğur Bey. Teşekkürler 🙂
zehra
Yasemin’cim, sen güzel, güler yüzlü, cıvıl cıvıl bir insansın.
Belliki sıkılmış belki de İzmir’i özlemişsin..
Sebep her ne ise bu mutsuzluğun ve boşluğun onun altından kalkıp çevresini güzelleştirecek kadar güçlüsün.
Emin ol o boşluktanda sıkıntıdanda büyüksün, her zaman yanındayım.
sevgiler canım.
yasemin
@zehra, Desteğin ve bu güzel sözlerin için çok teşekkür ederim canım. İyi geldi gerçekten 🙂
Sevgiler..